özge dirik, nokta durağı

“Nokta Durağı bir başyapıt… Nokta Durağı Avrupa’da, örneğin Fransa’da yayınlansa yılın bombası olarak gösterilirdi. Kısa sürede klasikleşirdi. Ülkemizde de fişek gibi yükselmesini kimse önleyemez. Göreceksiniz. Kendi şiirinden başkasını beğenmeyen büyük şairler, Nokta Durağı’nı okuyun!”

 

NOKTA DURAĞI

 

“bu şiir biraz ayıp bayım / şimdiden uyarayım / henüz ilkokuldayken / bakir şehvetlerdi en sevdiğim dersin adı / ders Türkçe, bildiğiniz dilbilgisi / benim öğrendiğim ise / hiç evlenmemiş bir vücudun dili”         ikincil ruhla pisuar buluşmaları-31, Özge Dirik

Karım gülme hastalığına yakalandı. Şu an hastanedeyim. Bekleme odası kalabalık olduğu için, asansörün karşısındaki sandalyede yazıyorum. Asansör her gelişinde, kata vardım ötüşüyle ötüyor. Bir an için hayretle bakıyor çıkanlar. Varsın baksınlar. Sandalyenin tenha duruşu bana çok şiirli geldi. Türkiye ile yatıp kalktığımız için, günlerdir cumhurbaşkanı seçimini konuşup duruyorduk. Saat farkından ötürü, geceyarısını geçip pazartesine girdikten sonra, oturduk bilgisayarın başına. Sonuçları okudukça tuhaflaştı karım. Çoğu köşe yazarı gibi ben de yazmıştım Tayyip beyin kazanacağını. Ama karım “Türk halkına güveniyorum” diyerek sürpriz bekliyordu. Sonuç kesinleşince, “vay benim Türkiyem” diye diye gülmeye başladı. Gülüyor diye hoşuma gitti ilkten.  Ama kesilmek bilmedi. Acildeki görevliler hiç şaşırmadı karımın durumuna. Daha önce de rastlamışlar böylesine. Doktora göre, ülkesine çok bağlıymış. Sanki ben değilim! Biraz gevşeteceklermiş! Korkulacak bir durum yokmuş.

Hastanede çok bekleyeceğimi düşünerek Ve Yayınevi’nin dört kitabını koymuştum sırt çantama. İyi yapmışım.  Mehmet Bacaksızlar’dan (Şair Mehmed Arif B.) gelir gelmez  kitapları okumuş, üzerine kafa yorup duruyordum. Karımın gevşetilme işlemi isterse bütün gün sürsün. Çıkardım kitapları. Daha önce bir şirini okuyup çok sevdiğim Özge Dirik’in Nokta Durağı adlı kitabına yoğunlaştım. Nasıl olsa Oza, Kargı, Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası üstüne çokça yazıldı.

Özge daha çok kadın adı olarak bilinir. Fakat Özge Dirik erkek. Kitabına Nokta Durağı adını, Ankara-Çankaya’daki Nokta Durağı’ndan esinlenerek koyduğunu sanmıyorum. Yaşamını noktalamaya kararlı biri. Canına kıymadan altı gün önce şiir dosyasını hazırlarken arkadaşı Vedat Kamer’e şöyle bir ileti yollamış: ”bi de sanırım bir kitap dosyası hazırlamaya başladım. nokta durağı isminde. hiç bir şey yapamıyor olmaktan sahip olduğum her şeye küfretmeye başladım. daha fazla saçmalamamam için bi şeyler yaparak kendimi kandırmalıyım. “ Bu iletideki iki şey içimi titretti: ‘sanırım’ ve ‘kendimi kandırmalıyım’. İncinmiş, güvensiz, umutsuz birine yakışan sözler. Keşke birileri çıkıp da ona, şiirlerinin biricik olduğunu söyleyebilseydi. Ülkemizde ne yazık ki kimse kimseyi beğenmiyor. Hele şairler!

Şairler loncasının baş köşesine oturacak bir şair

Nokta Durağı çıkmadan önce şiirlerini okusaydım, nasıl bir şiir yazdığının farkında olmayan bu şair için edebiyat dünyasını uyarırdım.  Belki bu çabam işe yarar, Özge’ye yaşama sevinci yükleyebilirdik.  Belki de gördüğü ilgiden ötürü intihardan vazgeçerdi. Öldükten sonra ünlenen bir şair olacak Özge Dirik. Kimlerden oluştuğu belli olmayan şairler loncasının baş köşesine oturacak bir şair.  Ona gösterdiğimiz ilgiyle güler yüzlü, okuyana umut aşılayan şiirler de yazabilirdi. Yazık! Neredeyse şiirlerinin tamamında ölüm, intihar dizeleri var.  Karamsarlığını kendiyle dalga geçerek kırma çabaları yetersiz kalıyor şiirlerinde. İlgisizlikle sulanan bir yalnızlık, şizofreni ağacını çabuk büyütür.

Kaan Özer’in çıkardığı TABUTmag Dergisi’nde Masal şiirini okuyunca çarpılmıştım. O şiir okunsun diye birçok yerde yayınladım ve kitabını sabırsızlıkla bekledim. Nokta Durağı bir başyapıt: “babamın eskilerine yetişmek üzere / büyütürken çocukluğumu dolu dizgin / hangi sarhoşlukla sıkı fıkı olsam / abileşirdi, çocuk aklı kardeşine emanet / büyümüş de küçülmeye imrenmiş bedenim bayramın ilk günü kavurmasını yiyip / yeni giysileriyle evden kaçan isyanım / çamuruna bile kanınca sokakların / Müslüman bir salyangoz olup / yanlış mahallelerine girdi hayatın”

“Bir sır perdesiyle sarılı sanki”

Özge Dirik hakkında biraz bilgi alabilmek için Ve Yayınevi’nin sahibi, Nokta Durağı adlı bir güzelliği yayına hazırlayan Kenan Yücel’e yazdım.  Aldığım karşılık “Özge’yi tanımıyordum, yaşamı hakkında çok bilgi sahibi değilim. Evli olduğunu (çocuğu yok), bankada çalıştığını, yirmi beş yaşında evinin balkonundan atlayarak yaşamına son verdiğini biliyorum yalnızca. Kuzey Yıldızı dergisini çıkaran ekip içinde yer almış. Yakın arkadaşlarına sorduğumda onlar da çok fazla girmiyorlar yaşantısına.  Kitabını yayına hazırladığım halde yaşamı, kişiliği hakkında o kadar az şey öğrendim ki…  Bir sır perdesiyle sarılı sanki. Görünürlüğe çok fazla önem vermediğini,  fotoğrafının yayınlanmasını istemediğini öğrendim.  Bu yüzden kitaba da fotoğrafını koymadık.  Şiiri bir varoluş biçimi olarak gördüğünü söyleyebilirim. Kitabın notlar bölümünde Özge’ye dair elde ne varsa koydum, o kısımdan yararlanabilirsin…”

Nokta Durağı bana göre üç kitaptan oluşuyor. Vasiyet, Hürriyet Gazetesi’nde listesi çıkan otuz şiir. İlham Nöbetleri başlığı altında Özge Dirik’in listeye almadığı 2. bölüm ve düzyazı şiirlerden oluşan İkincil Ruhla Pisuar Buluşmaları. Şiirlerindeki temalardan Özge’nin yaşam öyküsüne erişilebilir bence.  Modaya uyarak anlamsız bir gürültü çıkarmak için yazılmış şiirler değil. İHTİYAÇTAN yazılmış şiirler.  Şairin canına kıymaya kararlı olduğunu yazdıklarını okudukça anladım. Bu saatten sonra anlasam ne olacak?  Düzyazı şiirleri kendiyle yüzleşmek için seçtiği bir yol. Fakat hepsi buza yazılmış metinler gibi yazarını eritmekten başka işe yaramamış.

Dirik’in şiirlerini okudukça canavarlara karşı bıçağınızın bilendiğini hissedersiniz

Bazı kişilikler vardır; onları öğrendikçe, yaşam karşısındaki duruşunuzun bıçağı bilenir. Keskin bıçağınızdan ötürü kasap olurum diye korkmayın. Yaşamınızı korumak için kullanırsanız bir sorun çıkmaz. Dirik’in şiirlerini okudukça canavarlara karşı bıçağınızın bilendiğini hissedersiniz. Artık gerisi size kalmış.

Nokta Durağı Avrupa’da, örneğin Fransa’da yayınlansa yılın bombası olarak gösterilirdi. Kısa sürede okullarda ders kitabı olarak okutulur ve klasikleşirdi. Ülkemizde de fişek gibi yükselmesini kimse önleyemez. Göreceksiniz. Kendi şiirinden başkasını beğenmeyen büyük şairler, Nokta Durağı’nı okuyun! Okuyun da şiir zihniniz gelişsin biraz! Evlilik üstüne yazdığı şiirle  noktalıyorum.

BOR’UN PAZARI // aynı kadınla ikinci defa evlenmek, / ikinci defa yakılan sigaranın ağır tadı, / ha bitti, ha bitecek… // aynı kadınla üçüncü defa evlenmek, / denizin demlediği vapur çayı / ama pahalı. // aynı kadınla dördüncü defa evlenmek, / bohçacılar topluyorlar kalanları, / ısrarkâr geçimsizlikten hoşnut şehrin baro’su. // aynı kadınla beşinci defa evlenme.

Sydney 2014

Nihat Ziyalan, Aydınlık Kitap, 5 Eylül 2014, s. 7

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir