Cumhuriyet dönemi yazınının önemli isimlerinden, şair ve yazar Sabahattin Kudret Aksal’ı ölüm yıldönümünde saygı ve sevgiyle anıyoruz.
SABAHATTİN KUDRET AKSAL
(İstanbul, 25 Nisan 1920 – İstanbul, 19 Nisan 1993)
Asıl adı Sabahattin Aksal. Harbiye Nezareti’nde kalem amiri Sadettin Bey ile Asiye Hanım’ın oğlu. İlkokulu Beşiktaş’ta 38. Akaretler İlkokulu’nda okudu; ortaöğrenimini İstanbul Işık Lisesi’nde tamamladı. 1937’de girdiği İÜ Hukuk Fakültesi’ndeki öğrenimini tamamlamadı; 1938 sonunda İÜEF Felsefe Bölümü’ne geçti. Fakültenin son sınıfındayken öğretmenliğe başladı; Üsküdar Sultantepe Ortaokulu’nda Türkçe öğretmeni olarak görev yaptı. Fakülteyi bitirdikten (1943) sonra 1948’e kadar felsefe grubu öğretmeni olarak çalıştı; İstiklal, Işık, Boğaziçi gibi özel liselerde felsefe dersleri verdi. 1940’ta İstanbul’da iki sayı yayımlanan Sokak adlı bir dergi çıkardı.
1948-49 yıllarında Ankara’da nakliye subayı olarak askerlik görevini yerine getirdi. Askerlik sonrası Çalışma Bakanlığı’nda iş müfettişi (1949-51), İstanbul Belediyesi Teftiş Heyeti’nde müfettiş (1951-59) olarak görev yaptı. 1959’da İstanbul Belediye Konservatuvarı müdürlüğüne, 1962’de Şehir Operası sanat yönetmenliğine getirildi. Daha sonra İstanbul Belediyesi yazı işleri müdürü olarak çalıştı (1963-68). Altı ay kadar da Belediye sanat müşavirliği görevinde bulundu. 1970’te Teftiş Heyeti müdürlüğü görevine atandı. İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde estetik ve psikoloji dersleri verdi. 1978’de kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Emeklilik sonrası ders vermeyi sürdürdü. 1980-81 yıllarında Güzel Sanatlar Akademisi’nde estetik dersleri verdi. Yaklaşık bir yıl hastanelerde tedavi gördükten sonra Fenerbahçe’deki evinde öldü; 21 Nisan 1993’te Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.
İlk şiiri (“Biri Var ki”) 15 Ağustos 1938’de Varlık’ta, ilk öyküsü 1940’ta Küllük dergisinde çıktı. Varlık, İnsan, Oluş, Yeni İnsanlık, Hamle, Sokak, Yaprak, Servet-i Fünun, Vatan gazetesi sanat eki, Yeditepe, Papirüs, Küllük, Yenilik, Yeni Dergi, Yusufçuk, Adam Sanat, Milliyet Sanat, Türk Dili, Yazın, Yeni Düşün, Gösteri, Gergedan ve Argos yaşamı boyunca en sık göründüğü yayın organları oldu. Bir süre Hakikat ve Vakit gazetelerinde fıkra (1941-45), Varlık’ta tiyatro eleştirileri (1954) yazdı. B. Necatigil’e göre, önceleri Garip şairleri etkisinde, yaşamanın tadını çıkarmaya bakan avarelik şiirleri yazmış; hayatın gündelik akışında bireysel sevinç ve mutlulukları dile getirmiştir. 1960’lardan sonra şiirinin ağırlık noktasını kişinin evrendeki yerini, değerini aramak oluşturmuş, felsefi düşünceye kaymıştır. Orhan Veli, Cahit Sıtkı ve Ziya Osman Saba gibi şairlerden ve hece şiirinin kimi öğelerinden etkilenerek gizem dolu, derinlikli ve sağlam bir şiir yapısı kurdu. Gerek sözcük seçimindeki titizlik ve ustalık, gerekse çevre-doğa-zaman-insan ilişkisini başarıyla ortaya koyuşu şiirinin en belirgin özellikleridir. Hatta öykü ve oyunlarında da şiirin ölçülerinden hareketle dil ve anlatım biçimine ağırlık verdiği söylenebilir. Aksal öyküler anlatır, ama asla şiirin dışına çıkmaz; öykü duygusu sonradan yalnızca bir imge olarak oluşur. Güçlü bir dize işçiliği ve imge yapısı vardır. İkinci önemli özelliği ise kısa şiir yazmanın hiç de kolay bir iş olmadığını göstermesidir. Aksal, kısa yazmanın güçlüğünü de, ucuzluğunu da yenmiş gözükmektedir.
Özellikle 1952-57 yılları arasında yazdığı öyküleri çoğunlukla çocukluk, gençlik yıllarının anıları ile doludur. Başıboş gençlik günlerinin kişiler ve bazı olaylarla kurgulanması yoluyla oluşturulduğu belirtilen ve yaşama sevinci üzerine kurulu bu öykülere göre, yaşam aynı minval üzere akıp gitmektedir. Aksal’ın “Her Gün Bir Dostluk” adlı öyküsünde dediği gibi, yaşam “geçmiş gitmiş bunca gün” gibidir. Bu nedenle gününü yaşamak, her ânın tadını çıkarmak gerekir. Gazoz Ağacı’ndaki öykülerinde bazı olaylar karşısındaki durumları, tutumları ortaya koyar; kişileri siliktir, doğa görüntüleri kısa ve belli belirsizdir.
V. Günyol’a göre, “Aksal’ın konusuz öyküleri, bir iskele meydanında ya da herhangi bir yerde, anıların dünyasına kayıp gidişinin, yıllarca önce yaşadığı bir ânı yeni baştan yaşayışının hikâyeleridir. Konulara gelince, onlar da, seyredip kafasında romanlarını kurduğu insanların bizlere okuttuğu öyküler olsa gerek.” Yaralı Hayvan adlı ikinci öykü kitabındaki bazı öyküleri Gazoz Ağacı’ndakilere yakınlık göstermektedir. İstanbul ortamındaki aile yaşantısının anlatıldığı bu kitaptaki öykülerde olaylara daha geniş bir yer verildiği, kişilerin fiziksel görünümlerinin ve çevre betimlemelerinin önemsendiği söylenebilir. Kişiler yaşadıkları ortamla, ama çoğunlukla düşsel birkaç yaşantı içinde sunulur; olaylar da bu ortamda gelişir. Bu kitabında yer alan ve daha sonra bir de ödül kazanan “Vav’lar” adlı uzun öyküsü her yönden başarılı bir öykü olarak değerlendirilmiştir.
S. Gümüş, Aksal’ın özellikle ilk öykülerinde Sait Faik ve M.Ş. Esendal’ın açtığı yolda gittiğini belirtmekle birlikte “kısa öykünün özelliklerini ustaca gerçekleştirmesi sonunda tamamıyla kendine özgü bir yazar olarak öykücülüğümüzde yer etmiştir” görüşünü dile getirir. Öykülerinde sıradan insanları, günlük sorunları hiç de ayrımında değilmiş gibi yaşayan bireyleri, onlarla kendini özdeşleştirmekten kaçınarak, giderek onlarla kendi arasına bir uzaklık koyarak anlatır. Daha çok iç dünyalarda oluşan bir öykünün ardında olan bir yazardır. Aksal’ın öykülerinin Sait Faik’le olan ilk bakıştaki benzerliğine dikkat çeken İ. Enginün ise, en önemli farkın, Sait Faik’in öykülerindeki kişilerin avareliklerinde mutlu olduklarını, yazarın bu anlık mutluluklarında yakaladığı insanları okuyucu ile kaynaştırdığını, oysa Aksal’ın öykü kişilerinin mutsuz, üstelik mutsuzluklarının farkında olduklarını belirtir.
Tiyatro yapıtlarında ise ilk oyunlarından başlayarak soyuta doğru gider. Türk tiyatro edebiyatında özel bir yeri olan Kahvede Şenlik Var adlı oyunu geleneksel ve klasik yapıtlardan nasıl yararlanılması gerektiğini de gösteren başarılı bir uygulamadır. Bu oyunuyla absürd tiyatronun yerli kaynaklardan da yararlanılarak nasıl gerçekleştirilebileceğini göstermiştir. Amacını klasik tiyatroya hizmet olarak açıklayan ve şiirle oyunu birbirine en yakın türler olarak gören Aksal, izlediği yolu “kişileri büyük boyutlarla genel ve soyut olarak vermek, onun kapsamını genişletip yaşam gücünü arttırmak ve şiir dili kullanmak” biçiminde ifade eder. Özellikle Kıral Üşümesi ve sonraki yapıtlarında bu anlayış kendisini daha fazla hissettirir.
1947’de yazdığı ilk oyunu Evin Üstündeki Bulut’un 1948’de İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahnelenmesinden sonra, oyunları ve öyküleri radyo ve televizyona uyarlanan Aksal’ın Kahvede Şenlik Var, Şakacı, Tersine Dönen Şemsiye gibi oyunları Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendi. Şiir, öykü ve oyunlarında açık, aydınlık, anlaşılır olma çabasını elden bırakmadan yalnızlık, yaşam, ölüm gibi felsefi temaları incelikli ve yalın bir dille işleyen Aksal, Cumhuriyet dönemi şiiri ve tiyatrosunun önde gelen isimleri arasında yer almıştır.
Ödülleri: Gazoz Ağacı ile 1955 Sait Faik Hikâye Armağanı; Yaralı Hayvan ile 1957 TDK Sanat Armağanı; Kahvede Şenlik Var ile 1965-1966 Ankara Sanat Sevenler Derneği Yılın En İyi Oyunu Ödülü ve 1980 Avni Dilligil Tiyatro Ödülü; Şiirler ile 1980 Yeditepe Şiir Armağanı; “Vav’lar” öyküsü ile 1985 Enka Bilim ve Sanat Ödülü; Önemli Adam ile 1987-1988 Avni Dilligil Tiyatro Ödülü; Buluşma ile 1990 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü; Türk tiyatrosuna katkıları nedeniyle 1990 Kültür Bakanlığı Tiyatro Onur Ödülü; 1992 Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü.
Yapıtları
Şiir: Şarkılı Kahve, İst.: ABC Kitabevi, 1944; Gün Işığı, İst.: Varlık, 1953; Duru Gök, İst.: Varlık, 1953; Bir Sabah Uyanmak, (daha önceki iki şiir kitabından seçmelerle, yeni şiirleri) İst.: Varlık, 1962; Elinle, İst.: Yeditepe, 1962; Eşik, İst.: Bilgi, 1970; Çizgi, İst.: Doyuran Mtb., 1976; Şiirler, (toplu şiirleri) Ank.: Türkiye İş Bankası, 1979; Zamanlar, İst.: Karacan, 1982; Bir Zaman Düşü, İst.: Cem, 1984; Şiirler, (toplu şiirleri) İst.: Cem, 1988; Buluşma, İst.: Cem, 1990; Batık Kent, (son şiirleri) İst.: Yapı Kredi, 1993; Şiirler 1938-1993, (eklerle bütün şiirleri) İst.: Yapı Kredi, 1995.
Öykü: Gazoz Ağacı, İst.: Varlık, 1954; Yaralı Hayvan, İst.: Varlık, 1956; Gazoz Ağacı, Yaralı Hayvan ve Yeni Öyküleri, İst.: Cem, 1983; Öyküler: Gazoz Ağacı, Yaralı Hayvan ve Ötesi, İst.: Yapı Kredi, 1994.
Oyun: Şakacı, İst.: Varlık, 1952; Bir Odada Üç Ayna, İst.: Yenilik, 1956; Tersine Dönen Şemsiye, İst.: Yenilik, 1958; Kahvede Şenlik Var, İst.: Varlık, 1966; Kıral Üşümesi, İst.: Varlık, 1970; Bay Hiç – Sonsuzluk Kitabevi, (iki oyun) Ank.: Devlet Tiyatroları, 1981; Önemli Adam, Ank.: Devlet Tiyatrosu, 1983; Oyunlar: Evin Üstündeki Bulut’tan Önemli Adam’a, İst.: Yapı Kredi, 1998.
Deneme: Geçmişle Gelecek, İst.: Çağdaş, 1978; Denemeler, Konuşmalar: Geçmişle Gelecek ve Başka Yazılar, İst.: Yapı Kredi, 1998; Yazılar, Yanıtlar, İst.: Yapı Kredi, 2018.
Çeviri: Ağızda Bir Sevi (P. Eluard), İst.: De, 1964; Çeviri Şiirleri (C. Baudelaire, P. Eluard), İst.: Cem, 1991.
Kaynak: Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi, İstanbul, 2001, Cilt I, sayfa: 56-59, YKY
Sabahattin Kudret Aksal’a Armağan | Yayıma Hazırlayan: Adil İzci
Sabahattin Kudret Aksal’a Armağan*, Hazırlayan: Adil İzci, armağan kitap, 328 sayfa, 16,5 x 24 cm, Temmuz 2020, 1. basım. 70 gr 1. hamur, 115 gr mat kuşe, renkli baskı, sert kapak (hard cover) ISBN 978-605-9626-33-0
*Bu kitap 1000 adet basılmış ve tüm nüshaları numaralanmıştır.
Yayıncılık bizim için bir tutku. Kâğıdıyla, tipografisiyle, sayfa tasarımıyla, boyutu ve görünümüyle tüm kitaplarımızı sizler için özenle tasarlıyoruz. Alacağınız her kitap, birbirinden güzel yeni kitaplar yayımlayabilmemiz için bize güç veriyor. Sürekli desteğiniz için teşekkür ederiz.