Eliz Edebiyat dergisinin Şubat sayısında Hâluk Cengiz “Fiske Seansları” isimli köşesinde Mehmet Sarsmaz’ın Kırmızı Dokuzlu isimli romanı hakkında yazdı.
Mehmet Sarsmaz’ın 1999 sonlarında Teos yayınlarınca basılan romanı Kırmızı Dokuzlu, 15 yıl sonra Ekim 2014’te Ve yayınlarınca yeniden yayımlandı.
Kırmızı Dokuzlu bir “12 Eylül” romanı. Özellikle o dönemin üniversite gençlerinin sıkça girip çıktığı kahvehanelerde oynanan okey oyunundaki bir taştan alıyor adını.
Bilindiği gibi, aradan geçen 35 yıla karşın, mevcut hükümet, muhalefet, darbe karşıtları, darbe yandaşları, toplumbilimciler, tarihçiler, sanatçılar… sayesinde “12 Eylül” güncelliğini korumayı; döneme ait anı, roman, şiir, öykü, dizi, filmler de ilgi çekmeyi sürdürüyor. Ne var, o günlerin içinden geçmiş biri olarak şimdiye dek “12 Eylül”ü bize olanca gerçekliğiyle, öncesi-sonrasıyla tam olarak anlatabilmiş bir yapıta, çalışmaya rastlamadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Demek ki daha fazla zamana ihtiyacımız var!
Kırmızı Dokuzlu da, “12 EyIül”ü kısa bir roman boyutunda, olabildiğince, belli yönleriyle ele alıyor. Romanın kahramanı olan Nihat’ın birçok benzeri var aramızda bugün, hâlâ. Dönemin kültürel, siyasal, toplumsal, düşünsel akım ve olgularından etkilenmiş; bugünün değerleriyle uyum sorunları yaşayan, çatışan birçok insan… Aydınlanmak, bilimsel verileri öğrenmek, bilgi edinmek, dayatılan ve ezberletilenlerden kuşku duymak, sorgulamak, sormak, laik olmak, demokrasi ve cumhuriyeti savunmak, insana, özgürlüğe, hukuka, toplumsal huzura, ahlaka, insanca değerlere inanmak çabasındayken bunların tam tersi yaklaşımlardan, para ve güçten beslenen ideolojiler karşısında yenik düşen birçok birey…
Romanda didaktik yanlar da oldukça fazla. Sarsmaz bunları karşılıklı konuşmalarla vermeye, böylece kuru kuruya öğreticilikten uzak tutmaya çalışıyor anlatısını. Zaman zaman yapaylığa düşmüyor değil ya, yine de büyük ölçüde sıkıcılığa varmadan üstesinden geliyor sözün. Ayrıca kitapta okurun merakını çekebilecek ilginç bilgilerin de yer alması anlatının tekdüzeliğinin önüne geçmesi bakımından iyi olmuş.
Eliz Edebiyat, Şubat 2015, Sayı: 74, s. 8